Taşımacılık sektöründe en büyük sorun: yönetmelikler arası çelişkiler « Güle Güle Gazetesi

14 Kasım 2025 - 02:14

Taşımacılık sektöründe en büyük sorun: yönetmelikler arası çelişkiler

Taşımacılık sektöründe en büyük sorun: yönetmelikler arası çelişkiler
Son Güncelleme :

11 Kasım 2025 - 7:39

562 views

SEKTÖRÜMÜZDE sorunların ana kaynağı, yönetmelikler arasındaki çelişkilerdir. İstanbul taşımacıları olarak, bu durumu daha ne kadar taşıyabiliriz?

Kerim Bey burada konulara hâkim, hep söylediğimiz bir şey var: 1618 sayılı yasa, 2918 sayılı yasa, 4925 sayılı yasa ve yerel yönetimlerle ilgili 5216 sayılı yasa. İstanbul’u örnek alacak olursak; 4925 sayılı kanunla alınan D2 ve B2 belgeleri, turizm taşımacılığı ve grup taşımacılığı yapmak üzere düzenlenmiştir.

Ancak İstanbul dışında hiçbir belediye bu konuda bir engelleme yapmazken, İstanbul’da D2 belgesiyle bir yerden bir yere gideceğiniz zaman belediye sizden “yol belgesi” ve “güzergâh belgesi” talep ediyor. Oysa D2 belgesi, ulusal bir belgeye sahip olunduğu anlamına gelir.

Bu belgeye sahip bir taşımacı, Türkiye turuna çıkmak üzere İstanbul’dan başlayıp Bursa, İzmir, Antalya gibi şehirleri dolaşabilir.

Ancak bu şartlar böyle uygulanırsa, şoför işini gücünü bırakıp her gittiği yerde yol belgesi almaya çalışmak zorunda kalacak.

Veya Türkiye’nin başka bir yerinden İstanbul’a grup getiren birisi, yolcuları otele bıraktıktan sonra sabah İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne gidip yol belgesi almak durumunda kalacak.

Bu uygulanabilir bir durum değildir. Bu nedenle 4925 sayılı yasa ile 5216 sayılı yasa arasındaki çelişkiyi ortadan kaldırmamız gerekiyor. Bu konuda, ulusal belge niteliği taşıyan D2 belgeleri için, büyükşehir belediyelerinin yalnızca kendi yetki alanlarındaki taksi, dolmuş, otobüs ve toplu taşıma araçlarını denetlemesi yeterlidir.

D2 belgelerinin belediye ile bir ilgisi yoktur. Dolayısıyla polis de haklı olarak “yol belgesi olmayan” araca ceza yazıyor; ancak bu uygulama aslında sistemdeki çelişkiden kaynaklanıyor.

Şahıs Araçlarının Denetlenmesi Gerekiyor

Şahıs araçları için söylüyorum: Firma faturası dışında fatura kesmemeleri gerekiyor. Eğer keserlerse, bir kişi geliyor, 2,5 milyon lira para veriyor, beş kişi birleşip bir tane belge alıyor, D2 belgesiyle korsan taşımacılığa devam ediyor. Bunların önüne geçilmesi ve denetlenmesi gerekiyor.

D2 belgelerinin şahıs araçları tarafından kullanılmasını ve fatura kesilmesini engelleyecek denetimlerin yapılması şart.

Beylikdüzü’nde bir terminal yapıldığını biliyorsunuz. Beylikdüzü’nde taşımacılık başlayacak. Otogar neden var? Bütün bunların hepsinin yeniden düzenlenmesi gerekiyor. Belge kullanım kararlarının gözden geçirilmesi, sistemler arası entegrasyonun sağlanması lazım.

Şu anda biz havaalanından yolcu getiremiyoruz.

Dünyanın her yerinde şehirlerarası otobüsler havaalanlarına girer, yolcu bırakır ve yolcu alır.

Onlar için özel terminal alanları düzenlenmiştir. Biz ise havaalanına girmek için izin almak zorundayız. Bu, taşımacılığı zorlaştıran bir başka örnek.

On yıl önce konuşulan sorunlar aynı

ON yıl önce de bu sorunları konuşuyorduk, bugün yine aynı konuları konuşuyoruz. Buradaki esas sorun, dijitalleşen dünyaya ayak uyduramamak ve yolcu taşımacılığı işlerinin farklı bakanlıklar tarafından, farklı kanun ve yönetmeliklerle yürütülmesidir.

Uzun yıllardır devam eden bu sorunların çözümü için olması gereken şey, her zaman dile getirdiğimiz gibi, Ulaştırma Koordinasyon Kurulu’nun kurulmasıdır.

Peki nedir bu Ulaştırma Koordinasyon Kurulu?

Bu kurul, taşımacılık alanında düzenleme yapan, denetleme yapan, belgelendiren tüm kurumları bir araya getiren bir yapıdır. Bu kurul aracılığıyla, mevcut mevzuatlar arasındaki çelişkileri ortadan kaldıracak ortak düzenlemeler yapılmalıdır.

Her yaptığımız toplantıya Ulaştırma Bakanlığı temsilcileri katılıyor. Ancak bu konular gündeme geldiğinde “Abi o bizi aşar” deniliyor. İçişleri Bakanlığı ayrı bir kanuna bağlı, 5216 sayılı yasa başka bir çerçevede, belediyeler kendi uygulamalarını yapıyor.

O hâlde neden bu kurumları bir araya getirip bir koordinasyon kurulu kurmuyoruz?

Sivil inisiyatifin görüşlerini de alan bir koordinasyon kurulu kurmak zorundayız. Aksi takdirde on yıl sonra da aynı sorunları konuşmaya devam ederiz.

Bu konuda dijitalleşmeyi çok iyi kullanmamız gerekiyor. Koordinasyon kurulu kurulması konusunda İstanbul Ticaret Odası (İTO) ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) bizi desteklemeli. Bizim bu kurulu bir an önce oluşturmamız şart.

Şu anda biz Ulaştırma Bakanlığı’na bağlıyız ama İçişleri Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı’nın çıkardığı 4925 sayılı ulusal yasayı tanımıyor. Belediyeler de aynı şekilde 4925 sayılı yasaya aykırı uygulamalar yapıyor.

Yapılacak düzenlemelerde herkesin hak ve sorumlulukları, dijital sistemlerle denetlenmeli; bu sistemler birbirine entegre hâle getirilmelidir. Böylece denetimler çok daha etkin yapılabilir.

Mutlaka her taşıma türüne ayrı bir tanım getirilmesi gerekiyor. Şu anda 8 kişilik araçlar korsan taşımacılık yapıyor. Şehirlerarası taşımacılık yapıyorlar, peki nasıl?

Eğer bir araç turizm taşımacısıysa, onu tedarik eden kişinin belgesi ve seyahat saati, en geç iki saat önceden sisteme bildirilmelidir.

Aksi takdirde bu araçlar, taksicilerin yolcusunu alıyor. Taksiciler de haklı olarak buna itiraz ediyor.

Ben açık söylüyorum, bu konuda sayın Cumhurbaşkanımızın da inisiyatifiyle bir Ulaştırma Koordinasyon Kurulu kurulması talebinde bulunmamız gerekiyor. İlgili kurumların temsilcileri bir araya gelmeli, karar verici organlara bu talep iletilmelidir.

Şimdi 4925 ile 5216 sayılı yasalar arasında açık çelişkiler var. Bunları oturup konuşup çözemez miyiz? Çok basit! O zaman hem korsanı önleriz hem de sistemdeki diğer düzensizlikleri. Herkes kendi işini yapmış olur.

Belediyelerin Yetki Alanı Aşılmamalı

BAŞKA bir konuya değinmek istiyorum: Belediyeler şehirlerarası yolcu taşımacılığı yapıyor. Böyle bir şey olabilir mi? Bursa, Kocaeli ve Tekirdağ belediyeleri İstanbul’a taşımacılık yapıyor.

Yahu sen kendi işini yap kardeşim!

Ben şehirlerarası taşımacı olarak havaalanına yolcu bırakamıyorum, yolcu alamıyorum ama Bursa Belediyesi şehirlerarası taşımacılık yapıyor.

Bu yanlış bir uygulamadır. Herkes kendi ekmeğini yemeli. Belediye kendi işini yapacak.

Şehir içi taşımayı düzgün yapmadan şehirlerarası taşımacılığa girmek doğru değildir.

Bugün geldiğimiz noktada, uzun yolu uçaklar aldı, orta yolu demiryolu, kısa mesafeyi belediyeler, en kısaları da korsan taşımacılar aldı. Bize hiçbir şey kalmadı.

Bu kadar basit.

YORUM YAP

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.