 
Gerçekten otobüs sektörünün sesini duyan var mı? Yıllardır üvey evlat muamelesi gören ve sıkıntıları ile kendi başına çözümler üretmeye çalışan sektör hazan mevsimine giriş yaptı. İş yok ama gider kalemleri bir bir işliyor. Artan maliyetler karşısında iyice beli bükülen otobüs sektörü artık bu gidişata bir dur densin istiyor.
SEKTÖR vasat geçen sezonu geride bıraktı. Sezonda elde edilen birikim sıfır, borçlar ise dağ. Bu mevsim kim öle kim kala… Peki hal böyle iken otobüsçüye el uzatan var mı? Bırakın el uzatmayı aksine daha da yük bindiriliyor. Yıllardır üvey evlat muamelesi gören otobüsçünün en büyük sıkıntısı Özel Tüketm Vergisi (ÖTV)… Uçaklarda yüzde 1 olan ÖTV, karayolu yolcu taşımacılığı sektöründe tam yüzde 20… Bu ayrımcılık değil de ne? Üstelik otobüs sektörünün uğradığı ayrımcılık sadece ÖTV ile de sınırlı değil, akaryakıtta da durum aynı. Havayolu taşımacıları akaryakıtı daha uyguna alabiliyorken otobüs sektörüne hiç bir indirim uygulanmıyor. Kendi başına bırakılan sektör artan maliyetler karşısında çaresiz. Otobüsçüye el verilmezse iflasların ardı arkası kesilmeyecek gibi…
OTOBÜS işletmeciliğinin maliyetleri oldukça yüksek, bu iş artık sürdürülebilir olmaktan çıktı diyen taşımacılar; ‘Malesef bize ‘Bakan’ yok. Sektörümüz artık tamamen bitme noktasına geldi. Ayakta kalabilmemiz ve tekerin dönmesi oldukça zor. Yıllardır bu ülkenin taşımacılık yükünü biz çekiyoruz. Bizlere verilen destek halka verilen destek demektir. Biz olmazsak ülkede hayat durur. Bu yüzden bizi yaşatmak ve desteklemek devletin ve hükümetin asli görevi olmalı. Bizler milyonlarca insana istihdam sağlayan bir sektörüz. Yetkililerden acil destek talep ediyoruz’ dedi.

 

 
 
 
 
 
 
 
