İSTANBUL Ticaret Odası’nın (İTO) aracılığıyla İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ile büyük ve önemli bir toplantı gerçekleştirdik. Bu toplantıda ulaştırma ve lojistik konularını ağırlıklı olarak ele aldık.
Toplantı yararlı oldu, güzel fikir alışverişleri oldu; ama bu fikir alışverişlerinin artık hayata geçmesi de lazım, onu da orada gündeme getirdik. 4. yıl bitti İstanbul’da hâlâ ulaştırma altyapısı ile ilgili cep terminali, transfer terminali, Anadolu Yakası Otogarı konusunda somut bir adım atılamaması, bizim sektörümüz açısından büyük kayıplara neden oluyor. Ataşehir, Dudullu bölgesinde firmalarımız büyük maliyetler ödüyorlar, sokak aralarından otobüs kaldırmak zorunda kalıyorlar, bazı yaptırımlarla karşı karşıya kalıyorlar.
Bir Anadolu Yakası Otogarı yapmak bu kadar zor olmamalıydı…
20 senedir bu devam eden bir sorun, bunu artık bu dönemde çözmemiz gerektiğini oradaki ulaştırmadan sorumlu Utku Bey’e anlattık.
Atılmış adımlar var, bu adımlar seçimden sonraya bırakılmamalı en azından seçime kadar kararını alıp ondan sonra proje işlerine başlamamız lazım ve bir an önce Anadolu Yakası Otogarı problemini çözmemiz lazım; zira İstanbul’un en önemli sorunu.
Biz 4 senedir Büyükşehir Belediyesi ile bu konuları görüşüyoruz, ondan önce de görüşüyorduk, bir türlü yapılmadı özellikle Anadolu Yakası Otogarı ciddi bir sorun haline geldi şu anda Ataşehir, Dudullu bölgesindeki firmalarımıza birtakım yaptırımlar uygulanıyor.
Ruhsat sorunu çıkartılıyor, ara durak sorunu çıkartılıyor. Beylikdüzün’de yapılacak olan 250 metre karelik bir kapalı mekandır, çelik konstrüksiyon binadır; bunun için neden bekliyoruz! Biz hep söylüyoruz Beylikdüzü bir korsan taşıma merkezi oldu.
D2 ile tarifeli taşımacılık yapıyor, D4 ile 100km üstünde taşımacılık yapıyor. UKOME kararları kanunların önüne geçti, onun için Büyükşehir Belediyesi’nin seçime kadar Beylikdüzü’nü halletmesi lazım.
Otogar ile ilgili karar vermesi lazım ve projesine başlanması lazım; çünkü Anadolu Yakası İstanbul’un yarısı demek, orada çok ciddi sıkıntılar yaşanıyor, çok ciddi maliyetler ödeniyor.
Bunlar ara sokaklardan kalkan otobüsler, toplu taşımanın olmadığı noktalara yolcular taksi ile gitmek zorunda kalıyor, ve dahası taksi bile bulunamıyor. Yolcular şikâyetçi oluyorlar, otobüsü kaçırıyorlar, trafik yoğunluğu yaratılıyor. Onun için biz şunu bekliyoruz; Büyükşehir Belediyesi’nin Kurtköy’deki İSPARK otoparkını otogara dönüştürme konusunda hızlı adım atması lazım.
Orada 70 dönümlük bir eğitim alanı var, eğitim alanını başka yere taşıyıp orayı otogara dönüştürmek için biz her türlü desteği vermeye hazırız. Zira otogarın olmaması sektörün çok önemli bir sorunu olmaya devam ediyor, servis sorununu büyütüyor, servis maliyetlerini arttırıyor vatandaşın taksi maliyetlerini, ulaşım maliyetlerini arttırıyor.
Bunları konuştuk ama seçime kadar bir şey yapmaya niyetli olmadıklarını öğrendik; bu da bizi üzdü.
Türkiye’de seçim bitmiyor ,biz hep seçim beklemek zorunda kalmamalıyız; bu İstanbul’un bir altyapı sorunudur, çözülmesi gereken bir sorunudur havaalanı, tren garı, liman neyse otogar da odur bunun böyle bilinmesi lazım, Harem’in konumu ve alanı yetersiz, bu biliniyor; yani otogar yok Anadolu Yakası’nda…
Kurtköy’de Viaport’un yanında bir alan var, burasını daha önce Ulaştırma Bakan’ı ile görüştük, şimdiki Ulaştırma Bakanı ise ‘Mehmetçik Vakfı olmaz’ dedi, orası olmaz, burası olmaz diyor. Onun için Anadolu Yakası Otogarı sorununun sektör ile oturulup konuşulup, alternatif alanları değerlendirip bir an önce çözüme kavuştutulması lazım.
Belki de bir özel otogar yapmak zorunda kalabiliriz. Biz Büyükşehir Belediyesi’nden de onay alıp ‘madem siz yapamıyorsunuz biz yapalım’ diyecek noktaya geldik; böyle bir görüşmemiz olacak.
Orada daha önce başlamış bir otogar projesi var, alanı küçük oranın büyütülmesi lazım; en az 55-60 dönüm olması lazım. Şayet alan büyültülebilirse öyle bir otogar girişiminde bulunabiliriz biz. ‘Siz yapmıyorsanız bırakın biz yapalım. Önümüzü kapatmayın; çünkü Anadolun Otogarı sektörün çok önemli bir ihtiyacı, firmalarımızın çok önemli bir sorunu, yolcunun da çok önemli bir sorunu. Tekrar tekrar söylüyorum; bu otogarın biran önce yapılması lazım.
Beylikdüzü’nde yer hazır, yerin üstüne konulacak olan 250 metrekarelik yapı için de bu kadar bekliyorsak o zaman 4 senedir konuştuklarımızın hepsi masada kalıyor, bir türlü icraata dönüştüremiyoruz. Bu konuda Büyükşehir Belediyesi’nin konuya el atması lazım, en azından seçimlere kadar olan süreçte yerini konumunu projesini başlatmamız lazım, seçimden sonra da inşaatına başlamamız lazım. Uğraşıyoruz, konuşuyoruz…
Bu arada turizm arabalarının pekçok sorunu var, mesela yol yol belgesi… Şoförlerden sağlık muayenesi için 850 lira, psikoteknik için 3000 lira para istiyorlar. Bunlar bizim taşıyabileceğimiz yükler değil. Bu sektörde zaten zar zor şoför bulabiliyoruz, onun için kimse de şoför olmak istemiyor, psikoteknikten de 3000 lira para istendiğini duydum. Bununla mücadele ediyoruz, böyle bir parayı biz veremeyiz.
Bu insanların çoğu SSK’lı, bize yasa ile zorunlu kıldığınız bir şeyin maliyetini karşılamanız lazım. Psikoteknik olsun, alkol muayeneleri, uyuşturucu muayeneleri olsun bunlarla ilgili belediyenin de geri adım atması lazım.
Böyle zorunlu bir bağış yapılmasını kabul edemiyoruz. Yani sektöre maliyet getirmek dışında Büyükşehir Belediyesi’nin bize katkısı olmadı. Özellikle yol belgesi konusunda bütün ısrarlara rağmen geri adım atmıyorlar.
Bizim turizm araçları, yola bağımlı olarak çalışmazlar, bunları sık sık anlatıyoruz, bakalım toplantılara devam edeceğiz. Biliyorsunuz, Ulaştırma Platformu diye bir üst kurulumuz var. Platformun daha çözüme odaklı halde çalıştırılması lazım. ’nu Sorunların konuşulması, bilgi edinilmesi yeterli değil bunların çözüme kavuşturulmasını istiyoruz biz. Toplantılarda birbirimizi bilgilendirmenin ötesinde geçilmesini istiyoruz; biz hep ‘siz haklısınız’ denmesinden de usandık. Hakkımızı almak istiyoruz.
Cumhuriyete sıkı sıkıya sarılmalıyız!
SÖZLERİME Cumhuriyetin 100. yılını kutlayarak başlamak istiyorum. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’e ve silah arkadaşlarına milletçe şükranlarımızı iletiyoruz. İslam âleminde laik Cumhuriyet’i kuran tek ülkeyiz. Ortadoğu’da ve İslam dünyasında bizim gibi modern örnek bir ülke daha yok. Biz de bunu Atatürk’e ve silah arkadaşlarına borçluyuz. Osmanlı’nın son yıllarında imparatorluk paramparça olmuş, bütün cepheleri kaybetmişti. Böyle bir süreçte silah, techizat yok; 13 milyon insanımızın iradesi ve önderlerimizim büyük mücadeleleriyle böyle bir savaş kazanıldı, Cumhuriyet kuruldu ve düşmanlar ülkemizden temizlendi. Tabii bu Cumhuriyeti kurmak, 100 yılı tamamlamak yeterli değil. Bunu ileriki yüzyıllara taşımak için de aynı anlayışla yolumuza devam etmemiz lazım. Laik bir ülke olarak, laikliğin savunucusu olarak yolumuza devam etmemiz lazım. Tabii Atatürk’ün yaptığı en önemli işlerden bir tanesi de din ve devlet işlerini birbirinden ayırmak; ama burada dinide disiplin altına almak adına Diyanet İşleri Başkanlığı kurmak oldu. Din eğitimini layıkıyla yapılması lazımdı. Bugün Türkiye’nin sorunlarından en önemlisi din eksenli siyaset yapılması. Bu da diğer İslam ülkelerinde yaşandığı gibi sorunlara yol açıyor. FETÖ olayı vardı buna benzer yapılan her an var olabilir. Bunlara karşı da Türkiye Cumhuriyeti’ni yönetenlerin TBMM’nin dikkatli temkinli olması lazım, bu adımları yakından takip etmesi lazım. Nice 100 yıllara diyerek Cumhuriyet’imizin 100. Yılını tekrar kutluyorum. Türkiye’nin önü açık.